ABD eğiterek sömürüyor
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Batılı ülkelerin kurduğu savunma danışmanlık şirketlerinin İslam ülkelerinde yaptıkları emperyalist sömürüye şahit olmuş ve bu konuyu kendisine dert edinerek, şimdi Uluslararası Savunma Danışmanlığı (SADAT) ismiyle bir savunma danışmanlık şirketi kurmuş. Ülkemizin ve İslam aleminin menfaatine olacak bu şirket, bir bakıma Batılı şirketlerin istedikleri gibi boş alanda at koşturmasını engelleyecek. Bu konudan rahatsız olanlar ise, bu şirketi karalamaya ve ülkemizin gelişmesinin önüne geçmeye çalışıyor. SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Tanrıverdi ile şirketlerini, hedeflerini ve uğradıkları saldırıları konuştuk...
¥ Uluslararası Savunma Danışmanlığı (SADAT) ne zaman açıldı?
- 28 Şubat 2012 tarihli Tiracet Sicili Gazetesi'nde şirketimizin sözleşmesi yayınlandı. Şirketimizin sözleşmesinin hazırlanması safhasında, bu işin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir işi olmasından dolayı Milli Savunma Bakanlığı'ndan izin alınması gerekiyordu. Şirketimizin sözleşmesi ve sözleşmede şirketimizin faaliyetlerinin anlatıldığı dokümanlarımızı Milli Savunma Bakanlığı'na teslim ettik. Bakanlık tarafından, 'bazı şartları gerçekleştirmemiz gerekiyor' denildi. Haziran ayında gerekli prosedürleri tamamladık. Bakanlığın onayından sora aktif hizmet vereceğiz...
¥ SADAT şirketi nedir, ne tür faaliyetleri olacak?
- SADAT, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'dir. Şirketimizin faaliyet alanı yabancı ülkelerin resmi silahlı kuvvetlerinin organizasyonu konusunda danışmanlık yapmak, o silahlı kuvvetlerin çeşitli bölümlerinde ihtiyaç duydukları eğitimi vermek ve o ülkelerin silahlı kuvvetleri için ihtiyaç duyulan savunma sanayi ürünlerini temin etmesi için aracılık yapmak
¥ SADAT neden kuruldu? Ülkemizde böyle bir şirketin olmaması eksiklik miydi?
- Dünyada 60'a yakın İslam ülkesi 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuş veya bağımsızlığını kazanmıştır. Yani bunlar genç ülkeler. Bunların Silahlı Kuvvetleri'nin organizasyonu konusunda, köklü geleneği olan ülkelerin tecrübelerine ihtiyaç duyuldu. Bugün baktığımızda Batılı 70'den fazla özel savunma danışmanlık şirketi var ve bunların 20'den fazlası İslam ülkesinde faaliyet gösteriyor. Özel savunma danışmanlık şirketleri de faaliyetlerini yürütürken, ülkeleri hem kendi ülkelerinin politikaları doğrultusunda hem de kendi ülkelerinin savunma sanayi ürünlerinin pazarı gibi kullanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK); disiplini, eğitimi ve muharebe hazırlığı bakımından köklü bir geleneğe sahiptir. Bugün bir kısım İslam ülkelerinde rejimler değişiyor. Bu rejimlerin değişmesiyle ülkelerin silahlı kuvvetleri de ortadan kalkıyor. Dolayısıyla bu ülkelerin silahlı kuvvetlerini yeniden kurmaları için tecrübeli ülkelere ihtiyaçları olacaktır. Ve bu ülkeler tekrar Batılı ülkelerin özel danışmanlık şirketlerinin tuzağına düşecekler.
Dolayısıyla SADAT olarak, İslam ülkelerinin kendi ayakları üzerinde durması, kendi imkanlarını kullanması ve İslam ülkeleri arasında savunma sanayi işbirliği ortamının oluşturulması, onların savunma argümanlarını en aza indirilmesi konusunda faaliyet göstereceğiz. İslam ülkelerinin ihtiyaç duyduğu askeri danışmanlık, askeri bölümlerinin eğitimi ve onlara gerekli olan malzemelerin tedariği konusunda aracı olmak ve bu alanlarda faaliyet yapacağız. Bu konuda Türkiye'nin emekli askerlerine de vebal ve görev düştüğünün farkındayız.
¥ SADAT'ı kurma fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı?
- 1996 yılında Ankara'dan 10 tane generalle birlikte Bosna'ya gittik. Bosna'ya giderken şimdi Balyoz Darbe Planı kapsamında Silivri Cezaevi'nde olan Korgeneral Çetin Doğan grubun başkanıydı. Çetin Doğan yolda giderken, Amerikalı MPRI savunma danışmanlık şirketi, Aliya İzzetbegoviç'e Bosna ordusunun eğitilmesi konusunda başvuruyor. İzzetbegoviç, Türkiye'nin onayını istiyor. Şirket bu konuda TSK'ya başvurarak, bir muvazzaf subayı şirketlerinin bünyesinde çalıştırmak istiyor. TSK, ne iş yapacağını sorduğunda bir iş yapması gerekmediğini, sadece bünyelerinde bulunmasının yeteceğini söylüyorlar. Bunun üzerine bir muvazzaf subay veriliyor. Bosna ordusunu ise bu şirket eğitiyor ve savunma sanayi ürünlerini veriyor. Yolculuğumuzun sonunda Bosna'ya vardığımızda ülkenin ormanlarla kaplı ve dağlık arazisine rağmen Amerikalı şirket tarafından zırhlı birlik ve tankların hakim olduğu bir yapıya büründürüldüğünü gördüm. Halbuki, Bosna ordusu, komando ve uçar birlik harekatı icra edebilecek birliklerden oluşması gerekiyordu. Amerikalı şirketin bu birliklerin oluşturulmasının maliyetinin daha az olacağından, Amerika'nın çıkarlarına göre iş yaptığının ve bu şekilde orduya silah sattığının farkına vardım. Batılı ülkeler, Bosna gibi ülkeleri kendi siyasi amaçlarını uygun olarak kullanıyorlar.
¥ Mesela, ne tür amaçlarına uygun olarak kullanıyorlar?
- Batılı ülkeler, birinci olarak, savunma sanayi bakımından kendilerine bağlıyorlar ve savunma sanayi ürünlerini oraya pazarlayabiliyor. İkincisi bu tür ülkelerin silahlı kuvvetlerine eğitim yaptırdığı için aynı zamanda siyasetine de, dış politikasına da etki yapıyor. Yani kendi millî menfaatleri istikametinde o ülkeyi yönlendirebiliyor. Eğer yönlendiremezse, silahlı kuvvetlerini etkin olarak kullanmasını engelliyor. Ya malzeme eksik oluyor, ya malzemelerin bakımları eksik oluyor, ya mühimmat eksik oluyor... Bir şekilde ikmal de oraya bağlı olduğu için ülke istemeden de olsa Batılı ülkelerin güdümüne girmiş oluyor. Bu çok önemli bir olay.
¥ Özel savunma şirketlerinden dünyada kaç tane var?
- Bizim tespit edebildiğimiz 70 tane var. Türkiye'de ise ilk ve tekiz. Bu şirketlerden en çok Amerika'da var. Amerika'nın haricinde diğer Batılı ülkelerde de var.
¥ Bu şirketler yasal mı?
- Bu şirketler tamamen yasaldır. Böyle bir şirket kurduğunuzda muhatap olduğunuz yerler meşru bir devletin meşru bir silahlı gücüdür. Siz ihtiyacı olan ülkelerle sözleşme yapıyorsunuz ve hizmet veriyorsunuz, savunma sanayi ürünü satıyorsunuz veya aracı oluyorsunuz. Dolayısıyla bu tür faaliyetleri de resmi devletten resmi devlete yapıyorsunuz. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri, 27 Türk veya geçmişte tarihî beraberliği olan İslam ülkesine yardım ediyor. Bu ülkelerin askeri personelleri burada veya kendi ülkelerinde eğitiliyor. TSK'nın yetişemediği yerler de var. Devletin resmi gücünün başaramadığı veyahutta ilgilenemediği ülkeler de var. Şimdi Türkiye ilgilenemiyor diye bu alanlar boş mu kalıyor? Hayır. Başkaları tarafından bu alanlar dolduruluyor. TSK'nın yetiştirdiği emekli askerler olarak biz de insanlara bu hizmeti götürmeliyiz.
¥ Bu şirketin açılması ile ülkemizde bir çağ açılma ihtimali var mı?
- Var tabii ki... Bu sistem bugün dünyada uygulanıyor. Bu konuda, Batı ne der, Amerika ne der, diyenler oluyor. Kim ne derse desin. Bu bir hizmet alanıysa ve Türkiye dış politikasına destek verecek, millî hedeflerine destek verecek bir girişimse bu tür şirketlerin çoğaltılması lazım. Bu şirketlerin önünü açmak lazım.
¥ SADAT olarak ne tür eğitimler veriyorsunuz?
- Nizami ve gayri nizami eğitimler veriyoruz. Sözleşme yaptığımız ülkenin subay ve astsubaylarına liderlik konusunda eğitimler veriyoruz. Silahların nasıl kullanılacağı, emir, muhakeme, sevk, idare gibi çeşitli eğitimlerimiz var. Gayri nizami eğitimlerimiz olarak, kurtarma kaçırma gibi eğitimlerimiz var. Bu tür eğitimlerin hepsi hem iç hukuka, hem uluslararası hukuka hem de savaş hukukuna göre meşru, hukukî bir savunma sistemidir.
¥ Eğitimleri kimler veriyor?
- Emekli subay ve astsubaylar veriyor. Bir ülke ile sözleşme yaptığımız zaman o konularda uzman olan astsubay ve subaylarımızı organize edeceğiz.
¥ General var mı?
- Benden başka birkaç general arkadaşımız daha var. Onlar danışman olarak görev yapacaklar. Aktif olarak eğitim üzerine görev yapmayacaklar.
¥ Eğitimlere başladınız mı?
- Hayır...
¥ Sizden eğitim almak isteyenler nasıl bir yol izleyecekler. Şahıslar eğitim alabilir mi?
- Şahıslar olmaz. Ülkelerin mutlaka resmi müracaatta bulunması lazım. SADAT olarak savunma sanayi fuarlarında, web sitemizde kendimizi duyuracağız. İhtiyaç olan o ülkelerle direkt temaslar yapmak suretiyle neler yapabileceğimizi anlatarak, kendimizi tanıtacağız. Temas kurduğumuz kurumlar, ülkelerin resmi silahlı kuvvetlerinin resmi organlarıdır.
¥ Örnek verebilir misiniz?
- Mesela; Tunus veya Libya'dan Cumhurbaşkanı, Savunma Bakanı veya Genelkurmay Başkanı... O ülkede kim resmi yetkili kişi ise o kişiyle görüşeceğiz. Veya ülkeler eğitim ve savunma sanayi ürünü açısından ihale açarlarsa bu ihalelere de katılabiliriz. Bütün bunların hepsini ülkemizde Milli Savunma Bakanlığı'nın bilgisi ve onayı ile yapıyoruz.
¥ Türkiye'de eğitim verdiğiniz bir yer var mı?
- Henüz yok. Milli Savunma Bakanlığı ile görüşüp gerekli belgeleri aldıktan sonra böyle yerler de açabiliriz.
"AYDINLIK'IN HABERİ İÇİN HUKUKÎ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ"
¥ Aydınlık gazetesinin sizin hakkınızdaki iddialarına ne diyeceksiniz?
- Aydınlık gazetesindeki haberin gerçekle alakası yok. Suriye'deki muhalefeti bizim eğittiğimizi yazmışlar. Tamamıyla hayalidir. Bu konuda aktif bir hale gelmedik ki... 'Körfezdeki ülkelerden gelen yardımları Suriyeli muhaliflere veriyor musuz?' diyorlar... Tamamıyla yalan. Bazıları Türkiye'nin gelişmesi açısından önem arz eden bu hizmeti kesmek için Aydınlık gazetesini kullandı. Yaptığımız iş ülkemizin menfaatine, İslam aleminin menfaatine olacak bir iştir... Vatanını seven insanlar, bu tür oluşumları teşvik eder... Aydınlık'ın bir kısım muhabirleri, Suriye rejimi ile ilişki halinde, Fransa ile aralarında ilişki var. İslam ülkelerinin beraber hareket etmesini istemiyorlar... Türkiye'nin o ülkelerin lideri konumuna gelmesini hazmedemeyecek olan düşünce sahipleri hizmetimizin önünü kesmek istiyor. Aydınlık'ın haberi ile ilgili avukatlarımızla görüşüyoruz. Hukukî yollara başvuracağız.
Hüseyin Kulaoğlu / Yeni Akit