28 Şubat Postmodern Darbesi
CIA-NATO çetesi 90’lı yılların başında Ilımlı İslam Projesi kapsamında Türkiye’de Laik – Seküler kesimi kamusal alanda “İslam’ı çağrıştıracak tüm sembollerin yasaklanması ve kamu görevlerinde Müslümanların görev almasına son verilmesi”nin zamanının geldiğine ikna etti.[i]
Böylelikle bir taşla iki kuş vurulacaktı;
1) Vatansever Müslüman halk devlet yönetiminden hem siyaset hem de bürokrasi alanında tecrit edilecekti. Refah partisinin kapatılması… İrtica suçlaması ile fakat yargılamadan memuriyetten çıkarmalar ile 2000’lerin başına kadar çok ciddi kıyımlara imza atıldı.
2) CIA’in 70’lerden beri hazırladığı FETÖ’ye; silahlı kuvvetler, polis teşkilatı, MİT, yargı, milli eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda (başta kamusal alandan atılan Müslüman kesimin yerine olmak üzere) kadrolara yerleşme imkânı doğacaktı. Laik – Seküler kesimle işbirliği yapan FETÖ irtica yaftası yapıştırarak atılanlardan boşalan kadrolara maharetle kendi elemanlarını yerleştirdi.
Kısaca 28 Şubat olarak anılan postmodern darbe mütedeyyin kesimde ciddi travmalara sebep olurken, Laik – Seküler kesimin zafer sarhoşluğundan acı ile uyanması da çok uzun sürmedi. Balyoz ve Ergenekon gibi davalarla FETÖ tarafından TSK’dan tahliye edilmeye başlandılar. Yani elleri ile büyüttükleri yılan onları da sokmaya başlamıştı.
Dine ve dindarlara her daim düşman olan Laik – Seküler camia Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarının büyük çoğunluğunu oluşturan mütedeyyin kesimin kendilerine düşmanlık beslemediğini hiç bir zaman idrak edemedi.
Read more ...