Türkçe (TR) Kategorisi

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM

Gazze'ye insanî yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, Doğu Akdeniz'in Uluslararası sularında, İsrail Deniz gücü tarafında yapılan silahlı baskının (Mayıs 2010) üzerinden 15 ay geçti. Bu baskında 9 Türk Vatandaşı hayatını kaybetmişti.

Türkiye İsrail'in özür dilemesini ve şehitlerin yakınlarına tazminat ödemesini talep etmişti. İsrail bu talepleri karşılamadı. Türkiye meseleyi Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyine götürdü. Ancak oradan sızan haberlere göre de, Türkiye'nin taleplerinin gerçekleşmesi için tatmin edici bir kararın çıkmayacağı anlaşıldı.

Bugün (02 Eylül 2011) Türkiye'nin tepkisini Dışişleri Bakanımız, Prof. Sn. Ahmet Davutoğlu'ndan dinledik.

MANEVİYAT YÜKLÜ KUDÜS-Ü ŞERİF ZİYARETİ

Yeryüzünün ikinci olarak inşa edilen, Müslümanların ilk kıblesi ve fazilette üçüncü mukaddes mescidinin, Peygamber Efendimiz (SAV) in Miracının başlangıç noktasının, Peygamberlere imam olup namaz kıldırdığı Mescidi Aksa'nın bulunduğu, Semavî dinlerin kutsal mekanlarını barındıran, on binlerce Peygamberin metfun olduğu, son dört asrı Osmanlı İdaresinde olmak üzere 12 asır Müslümanların hakimiyetinde kalan Kudüs-ü Şerif'i ziyaret etmek bize de nasip oldu. 

Manevî yoğunluklu bir dört gün geçirdik.

ASDER Mensubu 23 seçkin arkadaşımızın bulunduğu 160 kişilik bir Tur Organizasyonu ile, İstanbul'dan iki saatlik uçak yolculuğundan sonra, Tel Aviv Hava Alanına indik. Bir saatlik kara yolculuğunu müteakip Kudüs-ü Şerif'e ulaştık. Cuma namazımızı, surlarla çevrilmiş, yüz kırk bin metrekarelik bir alana sahip olan, 17 ayrı kapıdan girilebilen, üzerinde bulunan Kubbet-üs Sahra, 5000 kişilik Kıble Mescidi, Mervan Mescidinin ve yoğun yağmura rağmen bütün açık alanlarının insanlarla dolu olduğu Mescid-i Aksa'da, diğer adı ile Harem-i Şerif'te kıldık.

 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ DEĞİŞİM RÜZGARLARI

HALK AYAKLANMALARI:

TUNUS 'ta; işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluğu protesto etmek için kendisini yakarak intihar girişiminde bulunan Muhammed Buaziz adlı gencin görüntülerinin yayılması üzerine Ülke sathına yayılan gösterilerin daha da artması ile gösteriler halk ayaklanmasına dönmüş ve Ordu Komutanı General Raşit Ammar’ın göstericilere ateş etmeyi reddetmesi üzerine, 23 yıldır iktidarda olan Zeynel Abidin Ben Ali Ülkesini terk ederek Suudi Arabistan’a kaçmıştır. Ben Ali tarafından fesih edilen hükümetin, Başbakanı Muhammed Gannuçi, Tunus Anayasasına göre Devlet Başkanlığını üslenmiş; eski hükümetin savunma, içişleri, dışişleri ve maliye bakanlarının yerlerini korudukları ve muhalif liderlerin katılımı ile “Ulusal Birlik Hükümeti” ni kurmuş; ancak tepkilerin sürmesi üzerine bu hükümet istifa etmiştir. Ocak ayı sonunda, Muhammed Gannuçi Başkanlığında geçiş hükümeti kurulmuştur. Başbakan Gannuçi, altı ay içinde seçimlerin yapılarak görevin yeni hükümete devredileceğini açıklamıştır.

ASDER STRATEJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ

ASSAM”

AÇILIŞ DUYURUSU

 

Geçen yüzyılın başında imparatorluklar dağıldı. İmpratorlukların bünyesinde bulunan milletler Birinci Dünya Savaşının galipleri tarafından güdümlü devletçikler halinde teşkilatlandırıldı. Bağımlı devletler, özgür olduklarını zannettikleri halde, totaliter rejimlere mahkum edildi. Diktatörler, vasi devletler tarafından korundu ve desteklendi.

İki dünya harbi arasında, batının gelişmiş devletleri daha ziyade faşist diktalarla, Sovyetler ve bağlıları da kominist diktalarla idare edildi.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, batılı devletlerde, ABD ve İngiltere örnek alınarak, demokratik sistemler yerleşirken, Rusya ve bağımlılarında Kominizm yönetim sistemi olarak benimsendi.

Batı, Kominizme karşı Amerikanın önderliğinde NATO blokunu, Rusyanın Liderliğindeki Sovyetler Birliği de, azgın kapitalizme karşı VARŞOVA Paktını oluşturdu.

TÜRKİYE GLOBAL KARAR MEKANİZMALARINDA OLMALIDIR

ABD Devlet Başkanı, Barac Hüseyin Obama, Türkiye'yi ziyaret etti. Bu ziyaret farklı bakış açıları ile farklı kişiler tarafından yorumlandı. Ama, olaya ziyaretçinin amacı ve ülkesinin konumu açısından yaklaşılarak yorumlanması gerekir kanaatindeyim.

ABD Global bir güçtür. Devlet Başkanı da global düşünmek durumundadır. Türkiye ziyaretini de bu seviyede değerlendirmek gerekir.

Türkiye, coğrafî mevkii itibarı ile, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu kara havzaları ile Akdeniz, Karadeniz ve Hazar Denizi Havzalarının ortasında kilit bir mevkiye sahiptir.

Yani Türkiye, Jeostratejik dairede, Coğrafi Konumu ile, bu havzalardaki ülkeleri aktif olarak etkileyip, yönlendirme imkan ve gücüne sahiptir.

Diğer taraftan dini, ırkî, tarihi bağları ve yönetim tecrübesi ile Türk ve İslâm Aleminin sahip olduğu, Asya'nın Batı yarısı ile Afrika'nın Kuzey yarısını kaplayan, iki kat'aya yayılmış, geniş coğrafya üzerindeki 60 Müslüman Ülkeyi etkileyebilen ve bu ülkelere kıyısı olan açık denizlerle ilgilenme imkanı bulabilen bir devlettir.

Yani, Türkiye, Jeopolitik Dairede, ABD dahil diğer bütün Global Aktörlerin hedefinde bulunan bir coğrafyanın lideri olabilme potansiyeline sahiptir.

TÜRK-İSRAİL KRİZİNDE ASKER PASİF KALDI

Gazze'ye yardım Gemilerine İsrail askerî saldırısının Türkiye'ye maliyeti 9 şehit, ve 22 yaralı olmuştur.

Yardım gönüllüleri (466 kişi), şehitlerimiz (9 şehit) ve 22 yaralımız 03 Haziran sabahı saat 0230 itibariyle Ülkemize getirilmiş, 5 ağır yaralı da nakilleri uygun olmadığı için İsrail'de kalmıştır. Diğer 32 Ülkeden katılan gönüllü, şehit ve yaralılar da ülkelerine ulaşmıştır.

Şehitlerimize Allah' tan rahmet, yaralılarımıza şifa, şehit ve yaralı yakınlarına sabırlar diliyorum. Tüm yardım gönüllülerine selam olsun.

İHH 'ya Teşekkürler;

Dünyanın en zalim yönetiminin elinde esir hayatı yaşayan, İsrail'in şerrinden çekindikleri için dünya devletlerinin resmi yönetimlerinin arkasını döndüğü, görmezden geldiği, mazlum bir millete, Gazze halkına, İsrail' in şedit geçmişine rağmen yardım götürmeyi hayatları pahasına göze alan, bu yiğit insanları, yardım gönüllülerini, bütün kalbimizle kutluyoruz. Yeni bir çığır, Filistin Halkına da yeni bir ufuk açtılar. Donanımlı orduların göze alamadıkları cesur girişimde bulundular. İnsani yardım konvoyu gönüllüleri bu girişimlerinin ecrini bu dünyada ve ahirette göreceklerdir.

İHH, bu konvoyun bayraktarıdır. Mazlumlara yardım ederken, Ülkemizin aktif olarak meseleye taraf olmasını ve özellikle İslâm Dünyasında layık olduğu yeri pekiştirmesine vesile oldu. Başta İHH Başkanı Av. Sn. Bülent Yıldırım olmak üzere, İHH yönetimini gıpta ile kutluyorum.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KHK ile ‘’15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı dokunulmazlığ ‘’ getirilmesine karşı çıkarak ortaya attığı ‘’İç savaş çıkar‘’ söylemi ile ilgili tartışmalar devam ederken bu kez Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kamp’ları olduğu iddiasını gündeme taşımıştı. Üstelik bu kamplar ile ilgili olarak ASDER Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Tanrıverdi paşa tarafından 2012 tarihinde kurulan uluslararası savunma ve danışmanlık alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek yerli özelliklere sahip SADAT  şirketi suçlanmıştı. SADAT bu özelikleri nedeniyle kurulduğu günden günümüze küresel güç odaklarının hedefine oturtulmuş vaziyette. SADAT ile ilgili olarak yazılı ve görsel medyada yapılan karalamalar ve algı operasyonları psikolojik harp uygulamaları 28 Şubat sürecinde milli iradeye uygulanan yöntemleri bile mumla aratacak cinsten.

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİ DÖNÜM NOKTASINDA

İsrail'in Gazze saldırısından sonra, Türkiye İsrail ilişkilerinde bir dönemi kapatıp yeni bir dönemin açılmasını gerektirecek olaylar yaşandı, kitlesel tepkiler gelişti.

İlişkilerin gerçek rayına oturması gerekir.

Milletin rızası dışında oluşan iradenin, Türkiye'nin imkanlarını İsrail'e tahsis ettiği bir dönem yaşadık.

Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen Kudüs gecesinde, israil'in Filistin'de uyguladığı katliamları anlatan bir temsil nedeniyle, Şubat 1997'de İlçeyi tanklarla işgal ettiren, bu oyunu Post Modern Darbenin gerekçesi yapan ve “demokrasiye balans ayarı” yaptıklarını söyleyen 28 Şubat zihniyeti; 1992 yılında yapılmış “Turizm İşbirliği Anlaşması”na ilave olarak arka arkaya;

  • 23 Şubat 1996 tarihinde Askerî Eğitim ve İşbirliği Anlaşmasını,
  • 14 Mart 1996 tarihinde Serbest Ticaret Anlaşmasını,
  • 26 Ağustos 1996 tarihinde Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşmasını,

Yapmıştır.

Hafta başında Meral hanımın, "Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğu" iddiasını duyunca şaşırdım.

Ertesi gün haberi medyada okuyunca bu hanımdan siyasetçi olmayacağı kanaatim pekişti.

Meral hanım demiş ki, “Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de Sadat diye bir yapı. İnanın Sadat da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum.”

Son günlerde şirketimiz SADAT aleyhine karalama ve iftira kampanyalarının tekrar başlatılmış olması dikkat çekicidir. Bu karalama ve iftira kampanyalarının, birbiriyle irtibatlı olarak, dışarıdan ve içeriden, yaklaşık 6 aylık periyotlarla tekrarlandığı gözlemlenmektedir.

SADAT, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş ve faaliyet gösteren bir şirket olup, yasalara göre faaliyet göstermektedir. Kurucuları, ortakları ve çalışanları hukuka saygılı ve tertemiz geçmişe sahip kişilerdir. Tüzel kişi veya bireyler olarak bırakın yasa dışı olmayı tek bir şüpheli faaliyetleri dahi yoktur. SADAT her türlü çirkin ve mesnetsiz yakıştırmalardan münezzehtir. Şirketimizin tüm faaliyetleri yasalar kapsamında Türk Ticaret Kanunu ve diğer yasal mevzuat çerçevesinde, devletin tüm birimlerince incelenmekte olup hukuksuz hiçbir icraatı söz konusu değildir.

İSRAİL SAVUNMA SAVAŞINA ZORLANMALIDIR

FİLİSTİN-2

 

Her şeyin bir doyum noktası vardır. Savaşlarda da doyum noktası, zaferin hezimete dönüştüğü, taarruz veya savunmanın sürdürülebildiği son noktadır. Liderler ve ehliyetli komutanlar, bu noktaya gelmeden önce ateşkesin ve barışın yapılmasını planlarlar.

İsrail'deki Yahudi Nüfusu dört milyon civarındadır. Askerlik çağındaki erkek nüfusu en fazla 700 bin olabilir. Ordusunun seferi kadrosu ise 500 bin civarındadır. Bütün yedeklerini göreve çağırmak mecburiyetinde kalsa, evinde ve işinde kimse kalmaz. Bu hali uzun süre devam ettiremez.

Bugüne kadar uyguladığı savaş stratejisi, baskın şeklinde ve yoğun hava desteğinde, zırhlı birliklerle taarruz ederek, hedeflerini süratle ele geçirmek, bu safhaya yaklaşırken BM ve batı ülkelerinin araya girmesini sağlayarak, taarruzlarının hızı kesilmeden, ateşkes yapmaktır.

İSLÂMIN GARİP VE YETİM ÇOCUKLARI

Her gün yeni bir katliam.

Ülkelere öldürerek giriyorlar.

Girdikten sonra öyle karıştırıyorlar ki, kan durmuyor.

2003 yılından beri Irak'ta 650 bin sivil katledilmiş.

Afganistan'da her yıl binlerce sivil hayatını kaybediyor.

Filistin, 60 yıldır kan ağlıyor. Açık hapishane gibi..

İsrail, bütün modern harp gücü ile, sınırsız şekilde, 27 Aralık 2008'den beri beş gündür Gazze'yi bombalıyor. Bu yazının yazıldığı 31 Aralık itibariyle, 380 şehit, en az 1700 yaralı var.

İslâm aleminde, tepkiler çığ gibi, ama sonuç yok.

Katliam resimleri içimizi sızlatıyor.

Bu Ülkeler, “İslâmın Garip ve Yetim” Ülkeleridir.

5 Ocak 2018 Cuma 11:00'de basınımızın güzide temsilcileri ile Fatih'te Grand Anka Hotel'de bir araya gelerek SADAT A.Ş. hakkında yalan beyanlarla iftiralar atan haberlerle ilgili değerlendirme toplantısı yapılacaktır.

Değerli basın mensuplarımızın toplantıya katılımını bekleriz.

Adres: Grand Anka Hotel / Molla Gürani Mahallesi, Molla Gürani Cd. No:46, 34093 Fatih/İstanbul
Telefon: (0212) 635 20 20

İSRAİL İNSANLIK DÜŞMANIDIR

50 ülkeden 600 insan ve 6 gemi ile yola çıkan Gazze'ye insani yardım konvoyu, Akdeniz'in Uluslar arası sularında seyrederken, 31 Mayıs 2010 günü saat 04:30' da, İsrail Silahlı kuvvetleri tarafından deniz ve havadan saldırıya uğramıştır.

Alınan bilgilere göre, bu saat itibariyle (31 Mayıs saat 15:00) 19 şehit ve 60 yaralı bulunmaktadır. İnsani yardım şehitlerine Allah'ta rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

İnsani yardım gemilerine silahla saldırmak, gemiyi gönderen ülkelerin halkına ve özellikle TÜRK halkına savaş açmak demektir.

Sivil, silahsız, yardım amacıyla giden insanlara silahla saldırmak, İSRAİL' in gerçek yüzünü bir defa daha ortaya çıkarmıştır. İnsanlık düşmanıdır.

3 Temmuz 2017 tarihinde 21 YY Türkiye Enstitüsü'nün internet medyasında Ümit ÖZDAĞ tarafından kaleme alınan "AKP'nin Parti Ordusu Girişimi" başlıklı yazıda Şirketimiz ve Adnan TANRIVERDİ hakkında gerçek dışı ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde, Şirketimizin ticari itibarını ve kurucusu Adnan TANRIVERDİ'nin halen bulunduğu görev ve makamı ve bilhassa Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını hedef alarak terzil edici ve manevi şahsiyetlerini zedeleyici nitelikte hakaret dolu ifadeler içermesi sebebiyle tekzip (yalanlama) ihtarnamesi gönderilmiştir.

Tekzip metnine erişmek için tıklayınız...

21 yy TE ve Ümit ÖZDAĞ'ın makalesi hakkında tekzip ihtarnamesi

Ümit ÖZDAĞ tarafından Oda TV'ye kaleme alınan "Erdoğan SADAT ile Türk ordusuna bunu yapmaya çalışıyor" başlıklı makalede gerçek dışı iddialarla Şirketimizin itibarını zedeleyici ve Adnan TANRIVERDİ ile bilhassa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını hedef alarak terzil edici ve manevi şahsiyetlerini zedeleyici nitelikte hakaret dolu ifadeler hakkında tekzip (yalanlama) ihtarnamesi OdaTV ve yazar Ümit ÖZDAĞ'a gönderilmiştir.

Yalanlama ihtarının tam metni için tıklayınız...

ODATV ve Ümit ÖZDAĞ'a ihtarname

 

FİLİSTİN'İN DE ORDUSU OLMALIDIR

İsrail'in son Gazze Saldırısının hedeflerinin neler olabileceğini 15 Ocak 2009 tarihli “İsrail Savunma Savaşına Zorlanmalıdır” başlıklı yazımızda ifade etmeye çalışmıştık.

Hatırlanırsa o yazımızda, saldırıda ulaşmak istediği hedefleri ifade ettikten sonra ;

En geç 20 Ocak 2009 tarihine kadar, yaptığı hamle ile ve daha sonraki hamleler için elde ettiği avantajla, birlikleri de fazla yıpranmadan, sanki bir sürek avı zamanı kadar bir süre içinde, Filistine ve tüm dünyaya şartsız olarak “ATEŞ KES” kabul ettirmek olabilir.” demiştik.

Saldırı 18 Ocak 2009 tarihinde durdurulmuş, 21 Ocak 2009 tarihinden itibaren de çekilme başlamıştır. Ama kuşatmanın ve ablukanın daha sıkı olarak devam edeceği kanaati devam etmektedir.

İsrail Dışişleri Bakanının beyanatlarından, saldırının, bizim işaret ettiklerimize benzer amaçlarla yapıldığı anlaşılmaktadır.

İsrail açıkça, “ihtiyaç duyduğumuzda askerî harekât yaparız”, “bize de kimse karışamaz ve İsrail'i kimse engelleyemez” demektedir.

Tarih İslam uygarlığının yükseldiği dönemlerde Batının sömürge düzeninin sekteye uğradığını kaydetmektedir. Batı İslam dünyasını zaafa uğratmak için 1095 yılında Haçlı seferlerini başlatmıştır. Batı dünyası haçlı seferlerinin 1200lü yıllarda sona erdiği algısını yerleştirmeye çalışır. Haçlı seferleri biçim değiştirmiş fakat kesinlikle sona ermemiştir. Günümüze gelindiğinde Haçlı Seferleri kurumsallaşarak oluşturulan paktlar yoluyla devam etmektedir. Bu paktlarda İslam ülkelerine yer yoktur. Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere tüm paktlarda pek çok ülke ikinci sınıf üye konumundadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Dünya beşten büyüktür” çıkışı esasen bunu vurgulamaktadır.

FİLİSTİN TÜRKİYE'NİN ASLÎ MESELELERİNDENDİR

FİLİSTİN-6

 

Dünya gündemini uzunca bir süre daha, FİLİSTİN Meselesinin işgal edeceği anlaşılmaktadır.

  • Kökeni farklı bir şahsiyetin Amerika Birleşik Devletlerine Başkan seçilmiş olması ve yeni dönemde, ekonomik kriz içinden çıkma gayreti içinde olan ABD'nin, şiddet yanlısı dış politasını terkederek, İslâm Dünyası ve Ortadoğu Ülkeleri ile daha yumuşak ilişkilere dayanan politikalar geliştirmek istediği mesajlarının verilmesi;

  • İsrail'in 27 Aralık 2008'de başlayıp, hızı 18 Ocak 2009'da kesilmekle birlikte devam eden GAZZE soykırım teşebbüsü;

  • İsrail'de 10 Şubat 2009 tarihinde yapılacak parlamento seçimleri ve seçim propogandaları sırasında, önde giden siyasî partilerin, Filistin'in meşru hükümetini oluşturan ve GAZZE'deki direnişin mimarı HAMAS'ı yok etme vaatleri;

Bir süre daha dünyanın FİLİSTİN'i konuşacağını göstermektedir.

  • İsrail'in Gazze Saldırısı sırasında, sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde yapılan gösteri ve mitingler sonunda, Türk Halkının ayağa kalkması ve maddi ve manevi yardımlarını Filistin'e yöneltmesi;

  • MGK vasıtası ile Saldırının durdurulması çağrısı, Başbakan vasıtasıyla TC Hükümeti tarafından İsrail'e karşı tavır alınması;

  • 29 Ocak 2009 tarihinde DAVOS'ta yapılan Panelde Başbakanımızın, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e sert çıkışı;

Türkiye'yi dünya gündeminin merkezine oturtmuştur.

Davos Çıkışı Yeni Bir Sürecin Başlangıcıdır

Türkiye, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından Davos'ta, zalimlere karşı mazlumların koruyucusu olduğunu ve İslâm Aleminin hukukunu korumaya hazır olduğunu açıklamıştır.
Özlediğimiz tavır Davos'ta sergilenmiştir.
Verilen tepki, dünya lideri ülkelerine yaraşır bir tepki idi.

Ezik insanların yorumları, bu tarihi olayı yanlış gösteremez.
Dış temsilcilerimiz daha kişilikli olmalıdır.
Türkiye'nin gücünü ve önemini, önce kendi insanımız anlamalıdır.
İsrail, dünyada görmediği tepkiyi Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan'dan almıştır.
İsrail'e karşı, askeri gücü devreye sokmak kadar önemli bir kararlılık ve ağırlık konulmuştur.
İsrail bundan sonra pervasız davranamayacaktır.
Katliamlarına devam edemeyecektir.
Türkiye'nin ikazları daha fazla dikkate alınacaktır.
Anladığı üslupla, Türkiye'nin kararlılığı anlatılmıştır.

www.palamentohaber.com Haber Sitesi Hakkında Suç Duyurumuz ve Tekzip Yazımız

Avrupa'dan yayın yapan ama yeri yurdu belli olmayan, kim olduğu belirsiz kişilerce yazılan yazılarla şirketimizi karalamaya yeltenen bir site hakkında suç duyurusunda bulunarak aşağıdaki tekzip (yalanlama) duyurumuzu da siz değerli kamuoyuna arz ederiz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden Çifte Standart

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında DGM'de yargılanması sırasında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkıyla ilgili 6'ncı, gözaltı süresinin uzunluğuyla ilgili 5'inci ve kötü muameleyle ilgili 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine ilişkin 2003 yılı Mart ayında alınan kararı değiştirmemiş ve adil yargılanmadığını ileri sürerek , Terörist Başının yeniden yargılanması ya da dava dosyasının yeniden açılması gerektiğine dair gerekçeli son kararını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine sunmuştur.

Terörist başının yargılanması sırasında, Devlet Güvenlik Mahkemelerimizin Kuruluşunda bulunan asker üye, Kuruluştan çıkarılmış, verilen idam kararı ise uygulanmayıp askıya alınmış ve idam cezası kaldırılmıştır.

Bütün bunlara rağmen yargılamanın adalete uygun şekilde olmadığı gerekçesi ile yeniden yargılama veya dava dosyasının yeniden açılması talep edilmektedir.

Hem şahsım, hem de mensubu bulunduğum Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Üyelerimiz; fikir, düşünce ve eylemleri ile en uzağımızda bile olsa; her hangi bir kişinin savunması alınmadan veya savunma alınma safhasında insanlık dışı yöntemler kullanılarak; hukuk dışı ve hatta yasa dışı yöntemlerle yargılanmasının veya yargısız suçlu muamelesi yapılmasının, bu işlemleri yapan kişi ve kuruluşlara hiçbir değer kazandırmadığı gibi bu yargılama ve sonucunda tesis edilen işlemlerin de zulüm niteliği taşıdığına inanlardanız.

Kamuoyu Duyurusu

Son günlerde şirketimiz SADAT aleyhine karalama ve iftira kampanyalarının tekrar başlatılmış olması dikkat çekicidir. Bu karalama ve iftira kampanyalarının, birbiriyle irtibatlı olarak, dışarıdan ve içeriden, 15 Temmuz darbe girişiminden önce yapılmış olması, planlanan darbe sonrasında hedef alınacak birimler arasında SADAT'ın olduğu şeklindeki darbecilerin niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim bu eleştiriler 15 Temmuz Darbe girişiminin başarısız olması üzerine bıçak gibi kesilmişti. Arkasından anlaşıldı ki Darbe Girişimi başarılı olsaydı Darbeciler devamında yapacakları katliamlara SADAT’ı kılıf yapacaklarmış. Minareyi çalamayınca kılıf ellerinde kaldı.

Bu yıl Mayıs ayı itibarı ile yine SADAT’ı ağızlarına dolamış bulunuyorlar. Havaların ısınması ile meydanlarda “Arap Baharı – Gezi Olayı” senaryoları uygulamayı denediler ama yine başarısız oldular. Minareyi çalmakta yine başarısız olan çevreler dillerine doladıkları SADAT adını kendilerine yeni bir emir gelene kadar rafa kaldıracaktır.

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ (BOP) İLE ABD NE AMAÇLAMIŞ OLABİLİR:

Büyük Orta Doğu veya Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Grubu olarak isimlendirilen Projenin kapsamı içindeki Ülkelerin oluşturduğu coğrafya; 

  • Dünya adası olarak isimlendirilen Avrupa-Asya-Afrika Kıtalarını bir kuşak şeklinde ortadan bölen; 

  • Elinde bulundurana en önemli deniz geçit ve boğazlarına da egemen olarak Dünya Adasının kuzeyini de güneyini de hava ve deniz güçleri ile kontrol imkânı veren; 

  • Birleşmeleri halinde dünya hakimiyet mücadelesinde gerçek söz sahibi olma imkanına sahip olan Müslüman Milletleri, bu emellerini hayal bile edemeyecekleri şekilde, kendi içlerinden çıkaracakları kukla iktidarlarla kontrol etme fırsatı bahşeden, 

  • Sahip olduğu enerji kaynakları ve deniz ulaştırmasının kavşak noktaları ile Dünya Ekonomisine yön verme imkânını hep elinde bulunduran, 

  • Semavî üç büyük dinin Kutsal Mekânlarını bünyesinde bulunduran, 

  • Aynı zamanda da güçlü ekonomiler için vazgeçilmez bir pazar özelliği bulunan, 

  • NATO’nun hedefine oturttuğu Müslüman Milletlerin Yurtlarını ihtiva eden, 

Elinde bulunduran güce daha nice avantajlar bahşeden bir coğrafyadır.

Yeniçağ Gazetesinde (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/adim-adim-parti-ordusu-43369yy.htm) 01.07.2017 tarihinde Arslan BULUT imzası ile baştan aşağı iftiralar içeren yalanlarla dolu bir yazı yayınlanmıştır. Yazının yayından kaldırılarak, aşağıda yer alan tekzip metninin yayınlanmasını talep ettik.

Yayınlanmasını talep ettiğimiz tekzip metni :

Gazetenizde ve İnternet sitenizde (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/adim-adim-parti-ordusu-43369yy.htm) 01.07.2017 tarihinde Arslan BULUT imzası ile baştan aşağı iftiralar içeren yalanlarla dolu bir yazı yayınlanmıştır. Şirketimizle ilgili doğru bilgiler şunlardır;

Alt Kategoriler

ASKERİ LOJİSTİK SİSTEMLER

SADAT Savunma tarafından tasarlanan Askeri Lojistik Sistemler, gelişmiş silahlı kuvvetler tarafından da kullanılan; hızlı harekete geçme ve mobilize olabilme gerekliliği, eğitim, tatbikat veya operasyonların başarısının arttırılması ve yapılabilecek olası operasyonların başarısına ciddi ölçüde katkı sağlamaya dönük bir çalışmadır. Temel amaç kışlaların konuşlu olduğu yerden eğitim, tatbikat veya operasyon bölgesine muharip unsurlar ile lojistik ihtiyaçların da aynı hızda aktarılması ihtiyacının giderilmesidir.

Ülkelerin savaşma gücü ölçülürken savaşan her bir muvazzaf asker için geri planda kaç kişilik lojistik destek sağlandığına bakılmaktadır. Bu oranın yüksekliği başarının ana kaynağı kabul edilmektedir. Mevcut ihtiyaçtan dolayı SADAT Savunma tarafından tasarlanan bu konsept; Askeri birliklerin lojistik sisteminin (cephanelik, atış poligonu, eğitim simülasyon sistemi, depolama alanı, sahra mutfağı, sahra hastanesi vb.) mobilize olabilmesine büyük katkı sağlamaktadır.

Oluşturulan sistemlerden özellikle cephane depolanması ve taşınması maksadı ile oluşturulanlar “NATO Mühimmat Saklama ve Taşıma Kuralları Yönetmeliğine (AASTP-1)” göre tasarlanmıştır.

Tüm Mobil Lojistik Sistemler mobilizeyi sağlamak amacıyla da ISO/TC 104 standardına göre tasarlanmıştır. 

 

 

 


Askeri Lojistik Sistemler Ürün Kataloğu

Askeri Lojistik Sistemler Ürün Kataloğu
Askeri Lojistik Sistemler Ürün Kataloğu (PDF indirmek için tıklayınız)

A) Askeri Alanda;

Nizami Eğitim:

SADAT A.Ş. hizmet verilen ülkelerin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin tek er ve tek silahtan en üst seviye birliğine kadar nizami askeri eğitici eğitimi ve son kullanıcı eğitimini yaptırır. 

Gayri Nizami Eğitim:

SADAT A.Ş. hizmet verilen ülkelerin topyekûn savunma organizasyonu ihtiyacı olarak ortaya çıkacak Gayri Nizami Harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekâtı ile bu harekata karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini verir.

Özel Harekât Eğitimi:

SADAT A.Ş. hizmet verilen ülkelerin Kara, Deniz ve Hava harekât alanlarında Nizami, Gayri Nizami, Özel ve her türlü harekatta görev yapacak personeline üstün yetenekler kazandırma eğitimini paket programlar olarak verir.

EĞİTİCİ PERSONEL NİTELİKLERİ

SADAT A.Ş.'nin Eğitim Hizmetleri;
Silahlı Kuvvetlerin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığa ait düzenli birliklerde başarılı hizmetlerinden sonra, seçilerek tabi tutuldukları, savaş beden eğitimi, komando, paraşut, gayri nizami harp, su altı tahrip ve savunma, dalgıç ve balık adam kurslarından sonra kazandıkları ilave yetenekleri ile,

  1. Özel kuvvetler
  2. Su Altı Tahrip ve Su Altı savunma birlikleri
  3. Terörle mücadele görevi yapan iç güvenlik birliklerinde fiilen ve aktif olarak hizmet yapmış
  4. Kendileri gibi özel personelin yetiştirilmesinde eğitici görevleri üslenmiş
  5. Yurt içi ve yurt dışı müşterek ve birleşik özel kuvvet tatbikatlarına iştirak etmiş

Silahlı kuvvetlerde uzun yıllar subay veya astsubay olarak başarılı hizmeti müteakip emekli olmuş, TSK'nın disiplini özümsemiş ve geleneklerini şahsında mecz etmiş, olağanüstü yeteneklere sahip özel personel tarafından verilmektedir.

B) Emniyet Alanında;
 
1) Hizmet İçi Eğitim
 
SADAT A.Ş. tarafından, T.C. Emniyet Teşkilatından emekli 1. Sınıf emniyet müdürlerinden ve emekli jandarma personelinden teşkil edilen ehil ekiplerle; 
  1. İstihbarat,
  2. Terörle Mücadele,
  3. Patlayıcı Madde ve Bomba İmha,
  4. Kriminal,
  5. Olay Yeri inceleme,
  6. Kaçakçılıkla ve Organize Suçlarla Mücadele,
  7. Trafik,
  8. Pasaport,
  9. Arşiv ve Dokümantasyon,
  10. VIP, Koruma Hizmetleri,
konu ve branşlarında eğitim hizmetleri verir.
 
2) Polis Yetiştirme
 
SADAT A.Ş.; T.C. Emniyet Teşkilatının her türlü eğitim müesseselerinde eğitici ve idareci olarak görev yaptıktan sonra emekli olmuş, 1. Sınıf Emniyet Müdürlerinden oluşan ehil ekipler vasıtası ile Emniyet Teşkilatının reorganizasyonunu gerçekleştirebilir. Yine ehil eğitici, idareci ve danışmanlar eliyle, Emniyet Teşkilatı için; 
  1. Polis Akademileri,
  2. Polis Meslek Yüksek Okulları,
  3. Polis Kolejleri,
  4. Polis Eğitim Merkezleri,
kurarak, bu eğitim müesseselerinin eğitim ve idarecilik hizmetlerini bizzat veya danışman olarak yürütebilir.

Hizmetlerimiz hakkında ve ihtiyaçlarınız ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçin...

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Ürünlerimiz ve Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için tıklayınız.

Whatsapp İletişim Hattı